30 Haziran 2008 Pazartesi

Aziz Yıldırım


Dün akşam "Var mısın? Yok musun?" adlı programın sezon finali varmış. Özel ve anlamlı bir bitiriş yapmak için daha önce Sedat Balkanlı'ya yardım amaçlı yapılan yarışmanın bir benzerini de Trabzonspor'un eski futbolcusu İsmail Gökçek için hazırlamışlar. Yarışmacı olarak da Arda seçilmiş sahne yönü yüksek olduğu içindir heralde. Çok anlamlı bir davranış Acun Ilıcalı 'yı tebrik etmek lazım.

Ama asıl tebrik konusu İsmail'in çocuklarıyla sohbet yapılırken ortaya çıktı. Birisi üniversitede, diğeri lisede okuyan iki oğlunun okul masrafları Aziz Yıldırım tarafından karşılanıyormuş.

Bu anlamlı hareketinden dolayı Tebrikler...Teşekkürler...Bravo...

Euro 2008 Karması

Belki kupaya ulaşamadılar, belki fazla maç oynayamadılar, belki takımları turnuvaya iz bırakamadı ama bence şampiyonada isimlerini zihinlere kazıdılar. Bu adı üzerinde karma ve en iyi oldukları iddaa edilemez. Yoruma açık bir tercih listesi...

Van Der Sar(Hol)

S.Ramos(İsp) Pepe(Por) Mathijsen(Hol) Lahm(Alm)

Senna(İsp)

Schweinsteiger(Alm) Modric(Hır) İniesta(İsp) Arda(Tür)

Zlatan İbrahimovic(İsveç)

29 Haziran 2008 Pazar

Lineker' in kulakları çınladı...


Futbolun gereklerini yerine getiren kazandı bu kez. Başka bir deyişle papaz pilav yemedi. İspanyollar turnuvanın en şık futbolunu oynayan takımdı ve meyvesini de almış oldular. Haddinden fazla iyi bir orta sahaya sahipler. Oldukça yaratıcı oyuncuları var kanatlardaki savunmacılar bile orta saha oyuncuları kadar hücumdaydı. Eleştirilen Torres becerisini aklıyla birleştirip galibiyet golünü attı ve eleştirilere kendi üslubuyla cevap vermiş oldu. Almanya rakibin hareketli savunmasına karşı üretkenlik gösteremedi ve kaybeden taraf oldu.

Geçen turnuvaya göre futboluyla seyir zevki veren bir şampiyona yaşadık. Kaybeden takımlar da fazlasıyla keyif yaşattı bizlere. Biz de kupanın bir ucundan tuttuk ama büyüğümüz Almanlar müsade etmedi.

Bakalım şampiyon takıma karşı eleme maçlarında ne yapacağız?




28 Haziran 2008 Cumartesi

Paylaşılamayan Adam F.Bahçe' de

Beşiktaş' tan Holosko tranferi sırasında Koray' la birlikte apar topar takas karşılığı V.Manisaspor'a gönderilen Burak Yılmaz artık Fenerbahçe' li. V.Manisa, Antalyaspor' da yıldızı parladığında Beşiktaş' ın araya girmesi yüzünden parasıyla alamadığı Burak' ı sezonun ikinci yarısında takasla da olsa kadrosuna kattı. Fayda da sağladı ama süper lig' de ömrü uzun olmayınca yıldızını elde tutması zorlaştı. Trabzonspor talip oldu sonra geri çekildi ve Fenerbahçe bu oyuncuyu iyi bir yedek düşüncesiyle olacak kadrosuna kattı. Yeni takımında neler yapacağı soru işareti, ancak şurası kesin Beşiktaş' ta istediği performansa ve şansa erişemedi. Kendisini göstermek için elinden geleni yapacaktır, ama kameraların varlığından haberdar olması rol kesmesine sebep oluyor bu da oyuna konsantre olmasını güçleştiriyor.Gözden uzak olduğu zaman başarılı olma yüzdesi artıyor.

Volkan' ın jölesi başına iş açmıştı, Burak' ın aynı kaderi paylaşmaması için yüzünü futbola dönmesi şart...

25 Haziran 2008 Çarşamba

Galiptir Bu Yolda Mağlup


Turnuvanın en güzel maçını Almanya' ya karşı oynadık. Çünkü 90 dk. topa hükmettik kimin forma giydiğinin önemi olmadığını böylelikle görmüş olduk. M.Topal' ın tedirginliği dışında herkes görevini fazlasıyla yaptı. Galip oynamayı beceremediğimiz tekrar ortaya çıktı. Bu da bizim futbol yapımızın ne olduğu hakkında fikir vermiştir sanırım. Kaleyi bulan 11 şutumuz var istatiksel bir araştırma yapılsa bu sayıda şutu ancak San Marino, Bosna Hersek, Liechstenstein gibi takımlara karşı bulmuş olabiliriz. Daha önce övgüyle bahsettiğim Ballack' ın ismini Metzelder' den az duyduğum kesin. Kazım direkten dönen ilk topu gol olsaydı belki maçın seyri iyice değişecekti. Bizim futbolcularımız ayağa top atarak kendilerine olan güvenlerini göstermiş oldular. Yenmiş olsak sansasyonel takım olacaktık, yenildik ama galibiyetlerimizin şans olmadığını gösterdik. Gruptan çıkma hesapları yaparken yarı finalde gördük kendimizi. Herkeste yürek var ama bizimki bi başka çarpıyor demek ki.
Herkesi kendimize hayran bırakıp Euro 2008' e şık bir imzayla veda ettik. Herkesin emeğine sağlık...

Acı Kaybımız...


100 Galatasaray' lı taraftara sorsanız en az yarısı Song' dan vazgeçemez.Böyle bir ortamda Kamerun Aslanı bizden koparıldı. Geldiği günden bu yana oynadığı hiç bir maçta kötü performans göstermemiş, 20 li yaşlarının başında ülkesinin Baş Aslanı olmuş tam bir futbol aşığı. Giydiği formanın sonuna kadar hakkını veren ve Türkiye'de şu an mevcut stoperler arasında en iyi kesici konumunda. Yedek kaldığında bile tavır göstermeden görev verildikçe elinden geleni yaptı. Ama aldığı para çok görüldü. Yönetim eksiklikleri nedeniyle kaybedilmiş bir değer.

Trabzonspor bir transfer fırtınası yaşatıyor, ama şüphesiz en iyi transferlerini yaptılar.

Gerçek olan şu kesinlikle çok arayacağız...

24 Haziran 2008 Salı

Sözün Bitttiği Yer


Bu akşam 13. Avrupa Şampiyonası'nda Almanlar'a karşı yarı final oynayacağız.Gerçekçi olmak gerekir kimsenin beklemediği bir başarı bu. Oynayacağımız en büyük takımın Portekiz olacağını düşündük.Ama düşüncelerimizi değiştiren aklımızı başımızdan alan maçlar oynadık.Bunun etkisi olarak bazı kesimlerce " belli bir taktiği olmayan, ne oynadığı bilinmeyen, her maç gittikçe azalan buna rağmen kazanan bir takım " hüviyeti verildi bize. Belki övgü amaçlı söylediler ama biraz hakaret içerdiği de kesin. Ama gerçek olan şu turnuvada yer alan 12 ' si evinden olmak üzere 16 takımın 14' ü bugün bizi izleyecek. Almanlar turnuvalar tarihinin en başarılı takımı diyebiliriz. Onlar için için kupa yolunda olağan maçlardan biri olabilir, ama bizim için neler yapabileceğimizi gösterdiğimiz bir turnuvada zirveye giden anlamlı bir basamak daha. Ve bu yolda yenilmekten değil yanılmaktan korkmalıyız...
Aceto 'nun da dediği gibi " Hayat Varsa Umut Vardır "

22 Haziran 2008 Pazar

Sarı Fare Modric


Cuma gecesi muhteşem duygular yaşadık peşpeşe önce yere serildik uzatmanın sonunda, sonra yeniden dirildik uzatmanın uzatmasında. Bu ani gel-git ler maalesef 2 kalbin gerçek anlamda durmasına da sebep oldu ve bir sürü serseri kurşuna. Ama o golden sonra turu geçeceğimize inanmayan sayısı sıfıra yakındı sanırım. Beklediğimiz oldu ve Almanların rakibi biz olduk.
O geceden akılda kalan sadece bizim futbolumuz değildi. Tüm avrupa Tottenham' ın 21 milyon euro verdiği adamı görmüş ve tanımış oldu. Sahanın ortasında sihirbaz gibi bir adam vardı. Bu adam benim yaşımın yetmediği yıllara ait bir futbol ustası olan Cruyff' u anımsatıyordu anlatanlara göre. Zaten görüntü ve forma numarası itibariyle de 74 ve 78 Hollanda' sının liderine benziyordu bence. Eğer onun varlığını bilmesek ve bu ufak tefek adama bir isim verecek olsak, Sarı Fare ' den daha iyi bir takma isim bulunamazdı. İnanılmaz bir top sürme ve pas dağıtma yeteneği var. Bitti denilen pozisyonu koklayıp gole çevirebildiğini uygulamalı olarak görmüş olduk, penaltı kaçırışı bile şıktı. Premier Lig' de neler yapacağının sinyalleri de verdi diyebiliriz.
Tottenham' a sempati duyan biri olarak sevindirici bir gelişme olduğunu söyleyebilirim...

20 Haziran 2008 Cuma

Rüştü' nün Sağ Eli


Bu maç hakkında yazılacak söylenecek o kadar çok şey var ki, ama bu resim herşeyi anlatmaya yeter. Rüştü o şutu kurtardığında birşeylerin değişeceğinin sinyallerini almaya başladık.Belki golde hatası vardı ama Semih'e pası atan da o elin sahibinin ayaklarıydı. Maçın kader anı Rosetti' nin oyuncu değişikliğini görmeyişiydi. Bilic isyan etti ama papaz her zaman pilav yemiyor işte. Uzatmalara kadar iyi oynamadık belki ama kaybetmemesini öğrendik. Penaltı atışlarında 17 Mayıs 2000 tarihine gidenlerimiz çok oldu sanırım. Aynısı değil ama benzeri bir durum vardı sahada. Son penaltıyı onlar attı. Rıdvan, Petric' ten sola atmasını istedi, Rüştü' den de çıkarmasını. Ve o sağ el tekrar çıktı sahneye, son noktayı koydu.

Bekle bizi Almanya...

Her Yerde Sen, Her Şeyde Sen...


Kazanmak için her şeyi yapabilen bir kaptana sahipseniz dümeniniz emin ellerde demektir. Bu turnuva boyunca bütün takımlara bakıldığında takımının lideri olduğunu apaçık görebileceğiniz tek oyuncu Micheal Ballack. Onun sayesinde turnuvanın en takım gibi takımı Almanlar. Portekiz maçında da yine görevini fazlasıyla yaptı. Sahanın en çok koşan oyuncusuydu, rakibi yavaşlatmak adına sakatlanmış gibi yaptı,(bu elbette hoş bi hareket değil ama konu başka) takımı adına gol attı ki pozisyon faul. Bunları yapabilen bir liderin peşinden gidenlerde görevini mutlaka yapacaktır. Bu arada Schweinsteiger bir maçta takımını nasıl özlediğini performansıyla göstermiş oldu.Attığı golde yaptığı koşu muazzamdı.

Portekiz takım olamamanın faturasını eve dönüş biletini alarak ödedi. C.Ronaldo bekleneni veremedi belki de çok şey istedik ya da bekledik, ama olmadı yakışmadı. İtalyan İnzaghi' nin Portekiz şubesi Nuno Gomez tarihe geçti 4 avrupa şampiyonasında gol atan tek oyuncu olarak. Bunun sebebi bir ülkede 12 senedir forvet oyuncu sıkıntısı çekilmesi sanırım. Deco elinden geleni yaptı ama olmadı.

Turnuva takımı yolunda ilerliyor umarım karşılarında çarşamba günü biz oluruz...

19 Haziran 2008 Perşembe

Ex Şampiyonun Tek Gollü Vedası...


Yunanistan yenilgi serisine İspanya ile devam etti ve kupaya el salladı. Gerçi bu zaten olması gereken ve beklenen bir durumdu. 2004 te nasıl alındığı aşikar kupadan sonra Dünya kupasında gol atamayan Yunanistan Avrupa Şampiyonasında da gol atamasaydı tarih yazacaktı. Finallerdeki son golü atarak kupayı getiren Charisteas , bu kez de attığı golle hezimetten kurtarmış oldu takımını.
Futbol aşığı seyircilerin pek de üzüldüğü bir son olmadı elenmeleri. Maçların geneline bakıldığında futbol kalitesi yüksek seyir zevki üst düzeyde bir turnuva yaşıyoruz.Ayak uyduramayan Yunanlar 1 gol 0 puanla dönüş yoluna koyuldular.O kadar futbolseverin ahı tuttu da diyebiliriz.
Genç Rusya' ya ayak uyduramayan ihtiyar İsveç rengini de alarak ayrıldı turnuvadan buna üzülen olmuştur ama mutlaka. Bir kaç takım dışında Beklenen ülkeler yoluna devam ediyor.Bu akşam yine güzel bir maç bizi bekliyor. İyi seyirler

Bu arada keşke Avusturya elenmeseydi. Yazık oldu...

11 Haziran 2008 Çarşamba

Eric Cantona


Efsane 7 , futbolculuğundaki marjinalliğini plaj futbolu antrenörlüğünü seçerek bir kez daha ispatladı.

İlla ki Nostalji - 2


Şiir için Yalnis ' a sonsuz teşekkürler

Prekazi’ye saygılarımla…


Çekerdik ayaklarımıza mekosenleri, aşağı mahalleye maç yapmaya giderdik.

Beşte devreydi, onda biter…

Koltuğumda “memesi” çıkmış meşin top.

Hep Mikasa olsun isterdik.

Olmazdı.

Çocuktuk.Neden olmadığının üzerine durmazdık.

Yenilmez bir ordu edasıyla geçerdik iki mahalle arasındaki yolu.

Kimimiz paytaktı, kimimizin şişedibi gözlükleri vardı.

Benimse formamın arkasındaki 8 yazısının yapışkanı tutmazdı hiçbir zaman. Sarkardı.

8 numara, seksenli yıllarda hep Rıdvan’dı.

Bunu sen istedin Otto...


Yunanistan, futbol yapısıyla şüphesiz bu turnuvanın en can sıkıcı takımı olarak düşünülüyordu. Beklenen de oldu, İsveç karşısına 2004 ten pek de farkı olmayan bir kadro ve oyun yapısıyla çıktılar. Oyunu sürekli canlı tutmaya çalışan İsveç karşısında ilk yarı başarılı da oldular tabi skor açısından. O akşamını futbol izlemeye ayırmış futbolseverler için tatminkar bir oyun yoktu sahada. Dizileri tercih edenler de olmuştur şüphesiz. Tam da böyle gidecek derken suskunluğunu bozan Zlatan( ki turnuvanın şu ana kadar ki en güzel golü ) taçtan aldığı topu Larsson' la verkaçtan sonra "Al ulan Otto" der gibi gönderdi Yunan kalesine. Çirkinleşen savunmaya dayalı oyunu ezber eden yunan savunması afalladı ve enteresan bi gol daha gördü kalesinde. Selçuk Yula' nın maç boyu söylediği "Gol yedikten sonra da aynı futbolu oynamaya devam ederler,B planları olmadığına eminim" sözü yerini bulmuş oldu. İsveç taraftarı yine turnuvaya renk katmış.

Rusya-Yunanistan maçı olduğu akşam başka bir meşgalemin olmasına seviniyorum.

9 Haziran 2008 Pazartesi

Total Futbol 88 'in ruhuyla birleşince...


En bilinen temsilcisi Johann Cruyff ' lu 78 kadrosu olan Total Futbol ,88 ruhunun temsilcisi Van Basten ' in katkılarıyla geri döndü.Hem de olağanüstü bir dönüşle.Her turnuvada favori gösterilen, savunma denince akla gelen İtalyanların neyi savunduklarını unutacak kadar başları döndü.Ama sonuçta turnuvanın en güzel futbolunu izletti iki takım bize.Hele de 6 şar kişilik savunmalarıyla birbirini kilitleyerek futbola eziyet çektiren Fransa ve Romanya dan sonra ilaç gibi geldi.

Hollanda takım halinde oynamayı becerdi ve 30 yıldan sonra Azzurileri yenerek iddiasını ortaya koydu.İnanılmaz bir enerjileri vardı,çift kişilik oynadı herkes.Gecenin sivrilen isimleri ise 10 numaranın hakkını fazlasıyla veren Sneijder,iki asist yapan ve sağ kulvarı maç boyunca bir baştan diğer başa kateden Kuyt,orta sahanın pas alışverişini yaparak takımın akciğerliğini üstlenen Engelhaar(bu cüssede biri için ilginç bir mevki) - De Jong ikilisi,ikinci golde çizgiden çıkardığı topu sonrasında atağa dönüştüren,üçüncü golü de tasarladıktan sonra imzasını atan Van Bronckhorst ve elbette kaptan Van Der Saar.

Ve bir de Buffon var tabi, ilk golde arkadaşını dışarı attı ve ofsaytı bozmasına sebep oldu, ikinci gol çok iyi hazırlanmıştı ama çıkış hatası yaparak o da katkı sağladı.İtalya'da çok bariz olarak açığa çıkan savunma oyuncularının birbirlerine alışamamış olmalarıydı.

Ama bu durum Hollanda'nın başarısını gölgede bırakmaya yeterli bir neden değil.Van Basten 78-88 karması bir 2008 takımı oluşturmuş. İlk maçlara göre bu ekibi zorlayacak tek takım olarak Almanlar öne çıkıyor.

Biraz da taraftarının sayesinde bir çok futbolseverin sempatisini kazanan Portakallar belki de yeniden mutlu sona ulaşabilir... ki olası gözükmekte.

Turnuva Takımı Olmak ya da Olamamak...


Herkesin beklediği müthiş futbol organizasyonu başladı ama çok da güzel başlamadı taraf olarak bakarsak tabi. Futbol oynatmamayı ilke edinmiş bir Portekiz vardı Türkiye karşısında takım halinde savunma yapınca bir savunma oyuncusunun ilk golü atması sürpriz olmadı elbette.Topu kaptığı anda golü atacağının sinyalini verdi Pepe.Takımımızda 90 dakika boyunca bu kadar dikine giden olmadı.Direklerin Volkan'dan daha çok mesai yaptığı bir maç oldu.Belki sahaya çıkan 11 açısından pek hata olduğunu söyleyemesekte, maç boyunca bir çok yanlış vardı sahada.Hakan balta Maldonado'dan farksızdı risk almak istemedi sürekli ilk gördüğüne(ki genelde geriye doğru) topu pasladı kanatı işlemez hale getirdi, tabi Tuncay'ın etkisiz oyunuyla bu duruma katkı yaptığını da söyleyebiliriz.Ama takım olarak yapılan yanlış 1.80 bile olmayan tek forvetimize şişirme top göndererek golü düşünmek ve akabinde dönen toplara müdahale edemeyen orta alanımızla Portekiz'e oyunu servis etmekti.Onlardan iki sürpriz atakla sonuca gittiler.Onlara hayırlı bize de ders olsun.Umarım aynı hataları ikinci maçta yapmayız ve avrupa şampiyonalarındaki 2. galibiyetimizi alırız.

Diğer maçlara bir bakacak olursak; İsviçre ve Çek Cumhuriyeti çok da iddialı olmadıklarını bu maçla göstermiş oldular . İsviçre gayretli bir futbol sergilemesine karşın basit bir hatayla golü kalesinde gördü. Çekler ancak bu şekilde maç kazanabilirdi ve kazandılar.

Herkesin sahada değil tribünde olmalılar dediği Avusturya güçlü Hırvatları epey yıprattı fakat yıkamadı.özellikle Harnik ve ikinci yarıda oyuna giren Türk asıllı Ümit Korkmaz hırvatlara zor anlar yaşattı.Hırvatistan'da da Modric kumaşının kalitesini ve iyi bir seçim olduğunu Tottenham'a göstermiş oldu.


Dünün son maçında ise "Turnuva Takımı" denince akla gelen Almanya yine bu söylemi boş çıkarmadı. Düzenli çıkışlar ve isabetli paslarla Polonyalıları oyuna hapsettiler ve çok etkili olmalarını engellediler.Dünyanın en kaliteli sol beklerinden olan Lahm sağ kanatta neler yapabileceğini de göstermiş oldu.Ballack tam bir lider gibi oynadı.Podolski nin sol açıkta oynayarak iki gol atması da koklama yetisinin ne kadar üstün olduğunu kanıtlamış oldu.Klose yi de unutmamak lazım tabi ki yüzde yüzlük iki gol pası verdi ve birisi gol oldu.Tüm hatlarıyla güzel bir oyun sergileyen Almanlar gösterişsiz ama rahat bir galibiyet aldı ve bir kez daha finalin mutlak favorisi olduğunun altını çizmiş oldu.