19 Kasım 2009 Perşembe

Bizim Sevdiğimiz Bu Değil "Diğeri" Henry

Dün akşamı nerdeyse bir haftadır bekliyordum, çünkü 2009 yılı içerisinde ve 2010'un ortasına kadar izleyebileceğimiz son ciddi ulusal maçlar oynanacaktı. Çay ve Çekirdekli Çarşamba gecesi maç keyfi için geçtim tv karşısına, üstelik izlenecek maçın içinde "İbrahimovic'i Dünya Kupasında göremeyeceğiz bari bu olsun" dediğim Thierry Henry vardı. Yalnız daha sahaya çıktıklarında gözüme çarpan ve hoşuma gitmeyen bie kaç nokta oldu.İlk maçta alınan 1-0 lık galibiyetin rehavetinden midir bilinmez,Dünya Kupası için tasarlanan formalarla sahaya çıkılması ve Benzema yedek otururken Gignac'ın sahaya çıkması çok manidar geldi gözüme.
Maçın tamamını izlememekle beraber uzatmalarda dahil bi 90 dakika izlediğim söylenebilir ve izlediğim kısımlarda Fransa'nın bırakın Dünya Kupası'na gitmeyi,Play-off oynamaya bile gücü olmadığını gördüm. İrlanda takımı ise aksine gücünün limitlerini zorlayarak ve göze hoş gelen bir futbol sergiledi. Mükemmel bir organizasyonla da golü de buldular ama ellerine geçen diğer fırsatları iyi kullanamadılar.
Fransa'da bir türlü bulamadıkları "Yeni Zidane" titrinin yeni sahibi olarak gösterilen Gourcuff'un yüzünün ve saç şeklinin Kaka'ya benzerliği dışında yıldız bir futbolcuya benzeyen hiç bir yanı yoktu. Sahada fazla bile durduğunu söyleyebiliriz. Lassana Diarra çok takip ettiğim bir oyuncu değil hatta milli takımda ilk kez doğru düzgün izledim. Ama eğer bu oyuncu bu performansla Real Madrid'de oynayabiliyorsa biz Ayhan,Mehmet Topal,Selçuk Şahin,Micheal Fink ve Ceyhun Gülselam'a fazla yükleniyoruz demektir.Onlardan daha fazlasını beklememeliyiz oldukları konum itibariyle. Bu kadar rahat pas hatasını bizim ligimizde bile affetmezler. Belki acımasızca belki de asabi bir yorum olabilir ama bence böyle.
İşin asıl ürkütücü boyutuna gelecek olursak dünyaca ünlü ve kariyerlerinde zirve görmüş 2 yıldız oyuncunun korku belasına yaptıkları çizgi dışı hareketler dün akşamın en çirkin yüzüydü. Önce Anelka'nın yaptığı ve Kanaltürk spikeri yüzünden bir kaç saniyede olsa penaltı verildi sandığımız pozisyon,Sonra da kullanılan faul atışında ofsaytta olan futbolcunun(!) hemen arkasına düşen topu iki kez eliyle düzeltip ayağıyla içeriye gönderen Henry'nin asisti. Avrupa Ligi maçlarında süs vaziyetinde çizgide bekleyen asistan hakemlerin son derece önemli bu maçta neden olmadığı sorgulanmalı bence.
2003 de düzenlenen Konfederasyon kupasında hayatını kaybeden Marc Vivien Foe'nin ölümünün ardından, Fransa-Türkiye maçında attığı gol sonrası işaret parmağıyla arşı gösteren saygı dolu o eller dün akşam İrlanda'ya ve futbola yapılan saygısızlıkla kirlendi.

1 yorum:

A . A dedi ki...

çok güzel bir finali var yazının ellerine sağlık