11 Kasım 2009 Çarşamba

Eldiveni Kaldı Geride


Futbol günümüzde bir endüstri artık,futbolcularsa bu endüstrinin içinde birer makine vazifesi görmekte ya da biz onları öyle görmekteyiz. Tabi ki seyredeğer bir spor olmasından dolayı bizi onların yaşantılarından çok sahada yaptıkları ya da yapamadıkları ilgilendiriyor. Para kazanarak devam ettirmek zorunda oldukları bir hayatları olduğunu sahanın dışında kendilerine ait dertleri,sevinçleri kısacası duyguları olduğunu unutuyoruz. Maç esnasında yapamadığı bir kurtarış ya da atamadığı bir şuttan dolayı aslında çok da umursamadığımız ailesine kesiyoruz faturayı.
Bir çoğumuzun sadece İstanbulspor'dan yediği 3 golü ve apar topar gidişini isminden daha iyi hatırladığı 2005 yılında Almanya gibi üst düzey futbol ülkesinde yılın kalecisi seçilen, milli takıma kadar yükselmiş Hannover 96 takımının kalecisi ve kaptanı Robert Enke'de yaşadığı bir takım olumsuzluklarının faturasını kendisine kesti.2006 yılında kaybettiği 2 yaşındaki kızının ardından çeşitli rahatsızlıklar geçiren Enke geçtiğimiz hafta hasta olmasına rağmen takımının kalesini korudu. Belki de hala kızının üzüntüsünden kaynaklanan sebeplerden dolayı intihar ihtimali oldukça yüksek bir kazayla hayata veda etti. Hannover 96 taraftarı şok olmuş durumda,haliyle maça çıkan Enke'yi tanıyor onlar bir kaç yıl önce kızını kaybeden ve bu nedenle ruhsal bir bunalım içine giren baba Enke'yi hiç tanımadılar. Şu an aktif futbol hayatını sürdüren bir çok meslektaşı da belki farklı nedenlerle bir takım ruhsal ya da fiziksel problem yaşıyor. Ama biz hep yüz meraklısı olduk astarını merak etmedik etmeyeceğiz de.
Atamadığı bir golü yine annesinden,eşinden bileceğiz. Onun bir makina dişlisi olduğunu ve görevini yapması gerektiğini iddia edeceğiz. Birisi Enke dediğinde ilk aklımıza; kızının ölümüne dayanamayıp hayatına son veren bir baba değil,yediği 3 golle nasıl ülkesine postalandığını bayıla bayıla söylediğimiz bir Alman kaleci gelecek.

Hiç yorum yok: